بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ بِحُسۡبَانٖ ٥

Güneşin ve ayın konumları ve hareketleri belirli bir hesaba dayanır.

– Seyyid Kutub

وَٱلنَّجۡمُ وَٱلشَّجَرُ يَسۡجُدَانِ ٦

Bitkiler ve ağaçlar O'nun buyruğuna boyun eğerler.

– Seyyid Kutub

وَٱلسَّمَآءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ ٱلۡمِيزَانَ ٧

O, göğü yüksek yarattı ve tartı ilkesini koydu.

– Seyyid Kutub

أَلَّا تَطۡغَوۡاْ فِي ٱلۡمِيزَانِ ٨

Tartıda titiz olun diye.

– Seyyid Kutub

وَأَقِيمُواْ ٱلۡوَزۡنَ بِٱلۡقِسۡطِ وَلَا تُخۡسِرُواْ ٱلۡمِيزَانَ ٩

Teraziyi doğru tutunuz, sakın eksik tartmayız.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡأَرۡضَ وَضَعَهَا لِلۡأَنَامِ ١٠

Allah, yeryüzünü canlıların ayakları altına serdi.

– Seyyid Kutub

فِيهَا فَٰكِهَةٞ وَٱلنَّخۡلُ ذَاتُ ٱلۡأَكۡمَامِ ١١

Orada türlü türlü meyvalar, salkımlı hurma ağaçları var.

– Seyyid Kutub

وَٱلۡحَبُّ ذُو ٱلۡعَصۡفِ وَٱلرَّيۡحَانُ ١٢

Yine orada yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler var.

– Seyyid Kutub

فَبِأَيِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ١٣

Ey insanlar ve cinler, peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?

– Seyyid Kutub

خَلَقَ ٱلۡإِنسَٰنَ مِن صَلۡصَٰلٖ كَٱلۡفَخَّارِ ١٤

O insanı pişmiş çamuru andıran kuru balçıktan yarattı.

– Seyyid Kutub

وَخَلَقَ ٱلۡجَآنَّ مِن مَّارِجٖ مِّن نَّارٖ ١٥

Cinleri de dumansız alevden yarattı.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu